SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Nezir Kızılkaya

Malatya'nın Son Kalesi: Şeker Fabrikası

Malatya'nın Son Kalesi: Şeker Fabrikası
A- A+ PAYLAŞ

..1953'de yapımı planlanan ve inşasına başlanan Malatya Şeker Fabrikası'nın açılışı 1 Ekim 1956 Pazartesi günü dönemin Başbakanı Adnan Menderes tarafından...   

Nezir KIZILKAYA    nezir.kizilkaya@hotmail.com

İnsanoğlu yerleşik yaşama geçtikten sonra her dönemde şekere ihtiyaç duymuş, önceleri çok şekerli meyvelerden elde edilen şerbetler ile ihtiyaçlarını karşılarken, 16.yüzyılda şeker kamışı, 19.yüzyıldan itibaren de şeker pancarı ile bu sorunu çözmüştür.

Dünyanın ilk şeker fabrikası 1802 yılında Polonya’nın güneydoğusunda yer alan Aşağı Silezya’da üretime başlamış, 1900’lerden itibaren de tüm dünyada şekerin üretimi oldukça yaygınlaşmış, şeker üretimi devlet tarafından desteklenen ve korunan bir konuma gelmiştir.

Şeker fabrikası kurma fikri Osmanlı İmparatorluğu döneminde gündeme gelmiş ancak başarılı olunamamıştır. Şeker fabrikaları Cumhuriyet döneminde açılabilmiş ve üretime geçmiştir. Fabrikaların açılmasıyla şeker pancarı tarımı da yaygınlaşmıştır.

Günümüzde de pancar şekeri, dünyanın her yanında, istihdam ve çiftçi geliri, tarım politikaları ile şeker sanayi için birçok sosyo-ekonomik unsuru bünyesinde barındıran stratejik bir ürün olmaya devam etmektedir.

Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yıllarından itibaren sanayi tesisleri kurulmuş, istihdam artmıştır. Bu fabrikalar, aynı zamanda kuruldukları şehirlerde birer yerleşke olarak tasarlanmaları ve kentlerde modern kimliğin ve toplumun inşası, kurulduğu kentin yaşamını yönlendirici etkileri ile cumhuriyetin modernleşme projesinin de önemli bir unsuru olmuşlardır. Bu sebeple cumhuriyetin sanayileşme süreci, ekonomik, mekânsal ve toplumsal yeniden yapılanmayı kapsayan bütüncül bir hedef olarak ortaya çıkmaktadır.

Bu süreçten Malatya maksimum derecede faydalanan şanslı bir kent olarak ön plana çıkmıştır. 1928 yılında Tecde’de Malatya Elektrik Santrali kurulmuş, 1931 yılı başlarında Malatya-Adana demiryolu ile güneye, 1937 yılında da Malatya-Sivas demiryolu ile de batıya ulaşım sağlanmıştır. Enerji ve ulaşım altyapısının sağlanması ile önce Sümerbank İplik ve Bez Dokuma Fabrikası sonrasında Malatya Tekel Tütün Fabrikası üretime başlamıştır.

İkinci Dünya Savaşının etkisi ile 1940’lı yıllarda sanayi yatırımları durma noktasına gelmiş, durum ancak 1950’li yılların başında normale dönmeye başlamıştır. İşte bu normalleşme sürecinin başında Malatya’da bir Şeker Fabrikası kurulması gündeme gelmiş ve proje hızla gerçekleşme sürecine girmiştir.

1953 yılı başında Malatya basın tarihinin önemli gazetelerinden Gayret Gazetesinin kent halkı arasında “Malatya’nın kalkınması hakkında ne düşünüyorsunuz?” başlığı ile yaptığı bir anketten çıkan sonuçlara bakıldığında da Malatyalıların önemli bir oranda Şeker Fabrikası talep ettikleri görülmektedir.

Yine, Malatya Valisi Şefik San’ın başkanlığında oluşturulan Malatya’yı Kalkındırma Komisyonu da 16 Ocak 1953 tarihinde yaptığı toplantıda, sermayesinin bir kısmı mahalli müteşebbislerden sağlanmak üzere, Malatya’da bir Şeker Fabrikası kurulması talebinin ilgili bakanlığa iletilmesi kararını alır. Yani Malatyalılar yapılacak fabrikanın maliyetine ortak olmayı taahhüt etmektedirler.

Bu gelişmelerin ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 26 Ocak 1953 tarihli oturumunda konuşan İşletmeler Bakanı Sıtkı Yırcalı, Malatya’da bir şeker fabrikasının kurulmasının planlandığını açıklar. 28 Ocak 1953 tarihinde de Şeker Fabrikaları Genel Müdürü fabrikanın Malatya’ya kurulacağı müjdesini verir.

Haber şehirde sevinçle karşılanır. Dönemin Ziraat Bankası Müdürü ve Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olan Sabri Güray hem Başbakan Adnan Menderes’e hem de İşletmeler Bakanı Sıtkı Yırcalı’ya teşekkür telgrafları göndererek, bu fabrikanın kurulabilmesi için bütün Malatyalıların üzerlerine düşecek her vazifeyi yerine getirmeye hazır olduğunu bildirir.

4 Şubat 1953 Çarşamba günü Malatya Valisi Başkanlığında şehir merkezi ve ilçelerden gelen 300 kişinin üzerinde işadamı ve üreticinin katıldığı bir toplantı düzenlenir. Toplantıya katılanlar kurulacak şeker fabrikası için 385.000 TL sermaye taahhüdünde bulunurlar, ancak bu miktar birkaç gün içinde 500.000 TL’yi geçer. Aslında hedef 1.000.000 TL’dir.

Toplantı sonrası Ankara’da fabrika kuruluşu ile görüşmeler yapmak üzere bir heyet oluşturulur. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sabri Güray, Belediye Başkanı Nurettin Akyurt, CHP il başkanı Nüvit Yetkin, Osman Taner, DP’den Bayram Özcan, Hasan Çuhacı, Kemal Özmumcu, Diş Hekimi Cevdet Güray ile Millet Partisi İl Başkanı Yusuf Ziya Yücebilgin’den oluşan bu heyet 10 Şubat 1953 Salı günü trenle Ankara’ya hareket eder. Şehir fabrika için adeta kenetlenmiştir.

Ankara’da temaslarda bulunan heyet, Başbakan Adnan Menderes ile yaptıkları görüşmeden sonra Malatya’ya müjdeyi bir telgraf ile verir.

“Sayın Vali Şefik San – Malatya

Başbakan tarafından kabul edilen heyetimize Şeker Fabrikasının Malatya’da kurulması kati olarak vadedilmiştir.

Durumun hemşehrilerimize duyurulmasını istirham ederiz.

Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sabri Güray”

Heyetin Malatya’ya dönüşü sonrası Vali Şefik San 26 Şubat Perşembe günü konu ile ilgili bir toplantı daha düzenler. Toplantıda şeker fabrikası meselesinin partiler üstü bir konu olduğu vurgulanarak Malatya ve çevresinin pancar ekimi için uygun olduğu da açıklanır.

Toplantı sonunda taahhüt edilen sermaye miktarının %10’luk kısmının ödenmesi kararı alınır ve mali konuların takibi için de Ziraat Bankası Müdürü ve Ticaret Sanayi Odası Başkanı Sabri Güray, İş Bankası Müdürü Kemal Ülkümen, Osmanlı Bankası Müdürü Fethi Kemikoğlu, Emlak Kredi Bankası Müdürü Abit Kayahan, Mensucat Fabrikası Müdürü M.Ali Durusoy, Tekel Fabrikası Müdürü Yaver Karaçay, Avukat Mustafa Ağabiğüm, Avukat Nüvit Yetkin, Osman Taner, Ticaret Odası Kâtibi Umumisi Abdullah Özgünay, Ticaret ve Sanayi Odası İdare Kurulu üyelerinden Hasan Çuhacı, Remzi Bora, Kerim Abacı, Cemal Özmumcu, Hüseyin Altınbüken, Mustafa Sabuncu’dan oluşan 16 kişilik bir komite kurulur.

Seçilen komite ilk ve en önemli iş olarak fabrika için mali kaynak sağlayacak olan “Malatya Sınaî Kalkınma Şirketi”nin kuruluşu ve taahhüt edilen sermaye paylarının tahsili için kolları sıvar.

Sermaye tahsilâtına destek olmak adına da Malatya Valisi Şefik San ortaklık taahhüdünde bulunanlara şu yazıyı gönderir.

“Sayın Bay,

Malatya’da kurulacak Şeker Fabrikasına iştirak etmek üzere şehrimizde bir sınaî kalkındırma şirketinin teşkiline gidildiği ve alınan tedbirlerle gelişme yolunda bulunduğu malumunuzdur.

Ancak şirketin son ve kati şekil alması için son zamanda takviye edilen çalışma komitesi faaliyetini muhtelif kollardan hızlandırmış ve 3 Mart 1953 tarihinde başkanlığım altında yaptığı toplantıda ortakların taahhüt ettiği sermayenin %10’nun 15 Mart 1953 tarihine kadar Ziraat Bankasında açılan 594 sayılı hesaba yatırmalarına karar verilmiştir.

Vilayetimizin kalkınması için sizin de bizim kadar bu davayı tahakkuk ettirmekte gecikmeyeceğinizden ve takdir edeceğinizden eminim.

Bu itibarla taahhüt etmiş olduğunuz sermayenin %10’nun adı geçen bankadaki hesaba makbuz mukabilinde ve belirtilen müddet içinde yatırmanızı ehemmiyetle ve sevgilerimle rica ederim.”

Vali Şefik San’ın çağrısı etkili olur ve taahhüt miktarı 700.000 TL’ye yükselirken taahhüt edilen miktarın tamamı da ilgili bankaya yatırılır. 1.000.000 TL’lik hedef yakalanmak üzeredir.

Bu arada Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğünden bir uzman ekip Malatya’ya gelerek şehir merkezi ve ilçelerde, muhtemel pancar ekim sahalarının tespiti için Malatya Ziraat Müdürü Y.Mühendis Adil Şener ile beraber bir çalışma yaparlar. Bu fabrika kurulumu için yapılan ilk ciddi ve somut adımdır.

18 Haziran 1953 günü Vali Şefik San Başkanlığında toplanan Malatya Sınai Kalkınma A.Ş. Müteşebbis Heyeti şirket ana sözleşmesini müzakere ederek onaylamış, şirket sermayesi de hedeflenen 1.000.000 TL’ye ulaşmıştı. Şirket Yönetim Kurulu da Başkan Ziraat Bankası Müdürü ve Ticaret Odası Başkanı Sabri Güray olmak üzere, Emlak Kredi Bankası Müdürü, Müdürü Abit Kayahan, İş Bankası Müdürü Kemal Ülkümen, Osman Taner ve Nüvit Yetkin’den oluşacaktı.

1953 yılı Ağustos ayı ortalarına gelindiğinde Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sabri Güray gazetelere yapılan çalışmalarla ilgili şu açıklamayı göndermişti.

“Ekilmiş bulunan ve halen yetişen deneme pancarların tetkiki ve kontrolü için mütehassıs bir teknik heyetin Malatya’ya gönderilmesi, fabrikanın kurulmasına dair zirai tetkiklerin tamamlanması, hülasa şehrimizde kurulacak şeker fabrikasına ait etütlerin bir an evvel ikmal edilmesi ve bize düşen bir vazife varsa onun da gösterilmesi için Türkiye Şeker Fabrikaları A.O. Umum Müdürlüğü nezdinde temasa geçilmiştir.”

Açıklamada talep edildiği gibi bir hafta içerisinde iki uzman şehrimize gelerek Sultansuyu Harası ve Pamuk Islah İstasyonunda oluşturulan deneme ekim sahalarını kontrol etmişler, daha detaylı incelemeler için de ekimi yapılan 6 farklı çeşitteki pancar numuneleri uçakla Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğüne gönderilmiştir.

İncelenen numunelerden elde edilen olumlu sonuçlardan sonra nihai karar için Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü tarafından şehrimize gönderilen Toprak Mütehassısı Dr. Rıza Güray da olumlu görüş bildirince, fabrika inşaatı işi için 20 Ocak 1954 tarihinde ihaleye çıkılmıştır. İhale şehirde derin bir memnuniyet uyandırmış, yine Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sabri Günay İşletmeler Bakanı Sıtkı Yırcalı’ya bir teşekkür telgrafı çekmiştir.

“Sayın Sıtkı Yırcalı, İşletmeler Vekili - Ankara

Türkiye’de kurulacak şeker fabrikaları meyanında Malatya’da tesis edilecek şeker fabrikası inşaatının ilgili firmaya ihale edildiğini radyodaki beyanatınızdan öğrenmiş bulunuyorum.

Bu büyük müjde karşısında sevinç ve minnettarlık hislerimizi yüksek huzurunuzda arz eder, bu vesile ile derin saygılarımı sunarım.

Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sabri Günay”

1954 yılı temmuz ayı başında da Genel Müdürlükten 5 kişilik heyet fabrika yerinin tespiti için Malatya’ya gelir. İncelemelerini tamamlayan heyet, fabrika yerinin tespit edildiğini, ancak bunun genel müdürlük tarafından açıklanacağı bilgisini vererek şehirden ayrılır.

11 Ekim 1954 Pazartesi günü fabrikanın yeri açıklanır. Dilek veya Eskimalatya’da kurulması beklenen Şeker fabrikasının, İstasyon ile Hava Meydanı arasındaki bölgede kurulması kararlaştırılmış ve istimlak işlemlerine de başlanmıştır. Fabrikanın 1956 yılı kampanya döneminde hizmete girmesi planlanmaktadır.

4 Şubat 1955 tarihinde Şeker Fabrikası şantiyesi emrinde çalışmak üzere 5 kamyonet şehrimize gelmiş, fabrikanın kurulacağı bölgede de şantiye inşaatına başlanmıştı. Eylül sonunda hizmete girecek Malatya Şeker Fabrikası, günde 1.200 ton pancar işleyecek ve 160-180 ton arası şeker üretimi yapılacaktı.

1956 yılı Eylül ayı başlarında pancar alımına başlanmış ve yapımı tamamlanan Malatya Şeker Fabrikasının 1 Ekim 1956 Pazartesi günü Başbakan Adnan Menderes tarafından açılışı yapılır. İşletmeler Vekili Samet Ağaoğlu, Devlet Vekili Cemil Bengü, Adliye Vekili Prof. Hüseyin Avni Göktürk, Çalışma Vekili Mümtaz Tarhan ve D.P. Meclis Grup Başkanı Dr. Namık Gedik ile çok sayıda milletvekili ve ulusal basından çok sayıda gazeteci de açılış için Malatya’ya gelmiştir.

Saat 15.40’da özel bir trenle gelen heyet kalabalık bir topluluk tarafından tezahüratlarla karşılanmış ve açılış için hemen Şeker Fabrikasına geçilmişti. Açılış töreninde önce Şeker Fabrikaları Genel Müdürü Baha Esat Tekand kürsüye gelerek fabrikanın özellikleri hakkında teknik bilgiler aktarmış, ardından Malatya Belediye Başkanı Nurettin Akyurt şu konuşmayı yapmıştı.

“Muhterem Başvekilimiz Sayın Adnan Menderes’e ve kıymetli misafirlerimize “hoş geldiniz” der hürmetle selamlarım.

Muhterem misafirler ve sevgili hemşerilerim.

Sayın başvekilimiz Adnan Menderes’in yüksek yardımlarıyla Malatya, büyük bir esere, şeker fabrikasına kavuşmuş olmanın sevinci içerisinde bayram yapmaktadır. Bize bu mutlu günün zevkini tattıran ve eserin şahsen hamisi olan muhterem Hükümet Başkanımıza Malatyalıların şükranlarını arz etmeyi bir vazife bilirim.

Güzel vatanımızın her köşesinin bu mesut günlerin heyecanlı havasıyla dolmasını temenni ederken fabrikanın Türkiye’miz ve Malatya için hayırlı olmasını Ulu Tanrıdan diler, hepinizi hürmetle selamlarım.”

Belediye Başkanının konuşmasından sonra, hem DP’liler hem de CHP’liler tarafından yapılan yoğun bir tezahüratla kürsüye gelen Başbakan Adnan Menderes ise şu konuşmayı yapacaktı.

“Huzurunuza sadece teşekkür etmek için gelmiş bulunuyorum. Malatya, karşı partinin seçimleri kazandığı bir yerdir. Yine aynı Malatya, bizi de bu derece candan ve içten gelen bir sevinçle karşılayan şehirdir. İşte bu tezatları telif etmek mucizesini gösteren Malatyalılara ne kadar teşekkür etsem filhakika azdır.

Bu aynı zamanda Türk Milletinin tarihin bağrından gelen derin izanının, büyük millet olmak vasfının bir iradesidir. Türk Milletinin haiz olduğu bu imtiyaz, kendisine tarih boyunca bir felaket ve muhataradan kurtulmak ve şanlı mevcudiyetini devam ettirmek mucize ve lütfunu nasıl bahşetmiş ise, bundan sonra da ebediyete kadar hür ve müstakil yaşamak imkân ve müeyyidesini ona vermiş bulunmaktadır.

Sizler bugünkü bu güzel tezahüratınızla bütün dünyaya Türk milli tesanüdü hakkında en güzel örneği vermiş bulunuyorsunuz. Sizler diyorsunuz ki hangi partiden olursak olalım, siyasi kanaatlerimiz ne kadar ayrı olursa olsun, Türk olarak milli menfaatlerin gösterdiği ve göstereceği istikamette bir an içinde birleşmek, bizim için en tabii bir haslettir.

Muhterem Belediye Reisinizin, Hükümetimiz ve naçiz şahsım hakkımda söylediği sözlere derin teşekkürle mukabele ederim. Ben de kendisine aynen şunu ifade etmek isterim ki; bizler de coğrafya farkı veya herhangi diğer bir fark gözetmeksizin, burada şunlar kazandı, orada biz kazandık demeksizin hizmetin bizi çağırdığı yere tehalükle koşmak kararında bir hükümet sıfatıyla siz Malatyalıların verdiği güzel örneğe layık bir hükümet olmayı ispat etmiş bulunmaktayız.

Malatya daha bizden çok hizmet beklemektedir. Daha birçok ihtiyaçlarınız vardır. Bunları tabiatıyla isteyeceksiniz. 

Malatya Şeker Fabrikasını da işletmeye açarak 11 fabrikalık programın bittiği bugün de, her sahada yeni programlar hizmetinize hazırlamaktayız. Biliniz ki, 2-3 sene sonraki Malatya bugünkü Malatya’dan çok daha ileri ve müterakki olacaktır.

Hepinizi en derin muhabbetle ayrı ayrı kucaklar, bağrıma basarım. Var olunuz sevgili Malatyalılar.”  

Başbakan Adnan Menderes’in o dönemde Malatyalılar tarafından büyük bir sevgi ve tezahürat ile karşılanması, yapılan hizmetler karşısında bu kentin nasıl siyaset üstü bir davranış sergilediğinin de güçlü bir kanıtıdır. O dönemde neredeyse kamplaşmaya varan bir siyaset ortamında, Malatyalıların oy vermediği bir başbakanı kente yaptığı hizmetler nedeni ile bağrına basması bu ülkede neredeyse örneği olmayan bir davranış olmuştur.

1956 yılından itibaren Malatya Tekel Tütün Fabrikası ve Malatya Sümerbank Fabrikası ile beraber şehrin ekonomisinde lokomotif görevi yapan Şeker Fabrikası, diğer iki partnerini özelleştirme sonucu yitirerek artık yalnız kalmıştır ama fabrika için 2000’li yılların başından itibaren hızlı bir küçülme süreci de başlamıştır.

Günümüzde şehrin en değerli arazilerinden birine sahip olan Şeker Fabrikası bünyesinde faaliyet gösteren Malatya Alkol (İspirto) Fabrikası, arıtma tesisinin olmaması gerekçesiyle 2004 yılında üretimine son verilerek kapatılmış, 2005 yılına kadar tek bir parsel olan yerleşkenin büyük bir kısmı da, bu tarihten sonra parçalar halinde çeşitli devlet kurumlarına devredilmiştir.

Malatya Şeker Fabrikası’nın geçirdiği dönüşüm, üretim kapasitesinin düşürülmesi ve çalışan sayısının azaltılması ile başlamış, ardından mülkiyet devirleri ile devam etmiştir.

Şeker Camii arazisi Diyanet İşleri Başkanlığı'na tahsis edilmek üzere, Maliye Hazinesi'ne bırakılırken, yerleşkenin muhtelif kısımları “Emniyet Hizmetlerinde” kullanılmak üzere İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'ne, “Hastane ve Sağlık Kampüsü “yapımı amacıyla Sağlık Bakanlığı’na, “Spor Tesisi” yapılmak üzere Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne tahsis edilmek üzere Maliye Hazinesi’ne, Şeker İlköğretim Okulu, yeni bir okul yapılıp hizmete girinceye kadar kullanılması amacıyla İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ve en sonda “İtfaiye Binası” yapılmak üzere Malatya Büyükşehir Belediyesine tahsis edilmiştir.

Döneminin toplumsal sosyal, ekonomik ve politik yapısını tanımlayan, kültürel miras olarak korunması gereken önemli bir değer olan Malatya Şeker Fabrikası, her şeye rağmen Sivas Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 31 Mayıs 2018’de aldığı karar ile Kültür Varlığı olarak tescil edilmiştir. Aynı yıl içerisinde yerleşkede bulunan lojmanlar için de koruma kararı alınsa da Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 19 Haziran 2019 tarihli kararı ile lojman binalarının tescilleri kaldırılmıştır. Söz konusu iptal kararının, özelleştirme sürecinde olan Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün başvurusu üzerine başlatılmış olması da oldukça ilgi çekicidir.

Ancak, 2000’li yılları sürekli olarak küçülerek ve olumsuzluklarla geçiren Malatya Şeker Fabrikası, uzunca bir aradan sonra sararan ümitlerimizi yeşertecek bir hamle ile 2020 yılında 9 farklı kritere göre yapılan değerlendirme sonucunda ülkemizdeki bütün şeker fabrikalarını geride bırakarak birinci oldu.

Yaklaşık 550.000 ton pancar işleyerek 68.000 ton şeker, 180.000 ton küspe ve 26.000 ton melas üretimi ile kurulduğu günden bugüne en iyi performansı gösterdi ve ülke ekonomisine çok önemli katkılar yaptı.

Tam da zarar ediyor gerekçesi ile önemli sanayi kuruluşlarının kapısına kilit vurulduğu bu dönemde, doğru yönetilen her kurumun ekonomiye yük değil, aksine can suyu olabileceğinin canlı bir örneği oldu. “İthal” yöneticileri tarafından işlevsiz hale getirilen diğer kurumların aksine, bu toprağın evlatlarının özverili çalışmaları ile güçlü bir aile haline gelen Malatya Şeker Fabrikası, liyakatin ve ortak akıl ile hareket etmenin karşılığını sektörde birinci olarak aldı.

Malatya Şeker Fabrikasının, avuçlarımızdan kayıp giden, ısrarlı taleplere rağmen en azından bir müze olarak dahi yaşatılamayan Sümerbank ve Tekel Tütün Fabrikası ile aynı akıbete uğramaması için Malatyalılara büyük görevler düşmektedir. STK’lar, basın, kamu yöneticileri ve kentine sahip çıkan bütün Malatyalılar, binlerce pancar üreticisi ve çalışanının ekmek kapısı olan Şeker Fabrikası ile ilgili en küçük bir olumsuz durumda, tepkilerini en şiddetli biçimde vermek zorundadırlar.

Çünkü Malatya Şeker Fabrikası son kalemizdir.

__________________

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

22 yorum yapılmış

  • sinan (3 yıl önce)
    Uzun süre küspelerin fiyatını arttırıp satılmasını engelleyerek ve orada tutatrak yaz aylarında koku yapsın ve bölge insanı üzerinde baskı oluşturup şeker fabrikasının satılması için caydırıcılık oluşturmaya çalışılıyor. Belki komplocu diyenler olabilir. Şubat 2008'de Tekel Sigara'nın British American Tobacco'ya satılmasının ardından Türkiye'deki sigara pazarı 5 yabancı şirketin hâkimiyetine geçmiş durumda. Bu firmalar, Philip Morris Sabancı (Philsa), Japan Tobacco International (JTI), British American Tobacco (BAT), European Tobacco Imperial Tobacco. Bunlar sigara değilde şeker mi satıyor. Bakın sümer bankın ve tekel tütün fabrikasının satıldı yerine ne oldu. AVM nin orda 23 kat. ruhsat, yeşiltepede 3 kata ruhsat yeşiltepeyle avm nin arası kaç metre Bir gurup insan istiyor diye et balık özellişti şimdi et 80 tl örnek venezuella dünya petrol rezervinin %17 sine sahip? Venezuela'da halkın sadece yüzde 5'i yoksulluk seviyesinin üzerinde; yüzde 75'i 'aşırı yoksul' (https://tr.euronews.com/2021/09/30/venezuela-da-halk-n-sadece-yuzde-5-i-yoksulluk-seviyesinin-uzerinde-yuzde-75-i-as-r-yoksul) Sahip çıkalım değerlerimize yoksa; Venezuella( petrol yaklaşık rezerv 303 milyar varil), Afganistan (Lityum madeni) yada Suruye ( Akdeniz Havzası petrol ve kaya gazı rezervleri) gibi oluruz.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Oğuz (3 yıl önce)
    2 yıl şeker fabrikasında çalıştım zarar falan etmiyor gayet güzel kar ediyor ama gel gör ki çalışanlar artık 70 yaşına gelmiş emekli olmuyorlar şeker fabrikasda isteseler binlerce kişi calistirirlar 10 kişinin işine 1 kişi yapıyordu şimdi yanlış bilmiyorsam 400 kişi çalışıyordu.. Cifcisi kamyoncusu suşu busu yüzlerce kişi ekmek yiyor orda ama her gün kuculmeye gidiyordu niye bende anladım
    0
    0
    Yanıtla
  • Mehmet Zeki Dinçarslan (3 yıl önce)
    Nezir Kızılkaya yine aydın hassasiyeti ile çok değerli bilgi ve belgeleri unutulmaktan kurtarmış. Keşke bugün de şeker fabrikasının kuruluş döneminde örneği gösterilen birlik ve beraberlik ruhu yeniden oluşup şeker fabrikası daha iyi yerlere taşınsa. Maalesef tüketim rağbet görürken üretim akılsızlık olarak görülüyor günümüzde.
    0
    0
    Yanıtla
  • MUSTAFA (3 yıl önce)
    Son kale de elden gidebilir. Kıyısından köşesinden yonta yonta bitirdiler.
    0
    0
    Yanıtla
  • yavuzca (3 yıl önce)
    Müthiş bir yazı daha.. Tamda gündeme Uygun.. Hani 2002 den önce bu ülke bir toplu iğne üretemiyordu ya? Zamanlama mükemmel.. yazı mükemmel.. Malatya tarihini öğrenmek keyif verici.. 18 yılda Malatya'nın hafızasını yok edenlere inat, hepitopu üç beş Malatya sevdalısının onurlu direnişi
    0
    0
    Yanıtla
  • abdulvahapgülezgin (3 yıl önce)
    koskoca arazisi tabiri caizse "gıdım gıdım" yontularak kuş kadar kaldı. işletmenin varlığının memleket ekonomisine katsısı yadsınamaz ama arazisinin rantiyecilerin iştahını kabarttığı da bir gerçek. inşallah fabrikamız bir revizyon masalı ile Sultansuyu Harası gibi yerle bir edilmez.
    0
    0
    Yanıtla
  • Çok doğru söylüyorsun müsait zamanı kolluyorlar,bir gün oranında gittiğini göreceğiz.
    0
    0
    Yanıtla
  • Gıdımlandı dediğiniz araziye gidip bir bakın ne yapılmış. Büyük bir kapalı spor salonu yapılmış. Çevre yoluna alternatif bir yol açılmış. Yani anlayacağınız hizmet için kullanılmış. Eğer anlıyorsanız.
    %0
    %100
    Yanıtla
  • Ramazan Doğan (3 yıl önce)
    Rahmetli namı değer şeker hoca yani Celal tilgenle (Dinimizi sevdirerek anlatan değerli büyüğümüz)bir gün sohbet ediyoruz,rahmetli özlemle andığım sayın Turgut Özal Malatya'ya gelişlerinde bazen şekerin misafirevinde kalıyor,hocamız diyorki bir kış günü sabah namazına geldim ,caminin giriş yerinde sırtı bana dönük paltolu bir insan bekliyor,selam verdim bana döndüğünde baktım ki rahmetli Özal koruma dahil kimse yanında yok sabah namazina gelmiş ,biraz sohbet etti ve bana dediki bak şeker hoca bir gün sizden evvel hak vaki olur ölürsem,yaşadığın sürece benim ve annemin adına her yıl bir hatim yaparmisin,şeker hocamız diyorki Allah gecinden versin ,sayın cumhurbaskanim söz verdiğim zaman mutlaka yapmam lazım kesin yaparım diye söz veremem ama elimden geldiğince hatim indirmeye çalışırım, sayın cumhurbaşkanımız elini omuzuma koydu böylesini güzel bir cevap için teşekkür ederim şeker hoca dedi.malatya sevdalısı sayın cumhurbaşkanımız rahmetli Turgut Özal ve diyanet camiasının hoşgörü abidesi rahmetli şeker hocamızı rahmet minnet ve özlemle anıyorum,ruhları şad mekanları cennet olsun.seker hocamı şeker ilköğretim okulunda 2010,2014 yılları arasında görev yaparken tanıma fırsatım oldu.
    0
    0
    Yanıtla
  • Bülent Korkmaz (3 yıl önce)
    Nezir Hocam, elinize emeğinize sağlık. Arşive-belgeye dayanarak kaleme aldığınız yazılar, sadece doğru bilgi vermekle kalmıyor, Malatya yakın tarihinin "efsanelerini" de yerle yeksan ediyor. Şeker fabrikasının kuruluşuyla ilgili yakın tarihte, aslında kafama yatmayan ama o anda teyit etme şansım olmadığından ses etmediğim, gayet sağlam (!) yalanlardan oluşan bir seri maval dinlemiştim. Belgeyle-arşivle-fotoğrafla gösterdiniz ki, dinlediğimin tam tersiymiş. Şeker fabrikasının kuruluş sürecinde sözde değil özde milli birlik beraberlik yaşanmış. "Hasüdü Malatya" unsurlar tatile gönderilmiş; halis niyetle, şucuydu bucuydu demeden, memlekete güzel bir fabrika kazandırılmış, ecdadımıza iş-aş temin edilmiş. Emeği geçen herkese ne kadar teşekkür etsek az.
    0
    0
    Yanıtla
  • Ramazan Doğan (3 yıl önce)
    Malatya denince akla sümer, şeker ve tekel gelir ,sümer ve tekeli teknolojik yapıyı yenilemedik,siyasilarin işe yerleştirme merkezi yaparak zarar ettirdik ve sonucunda kapatıp arsalarını yok pahasına sattık,son kalemiz şeker kaldı, şeker neden önemlidir çünkü nişasta bazlı sekerlerle hayatımızı kararttilar ,saglimizi bozdular, bir ülkede nişasta bazli şekeri yasaklamak neden mümkün değil,müdürümüz Suat beye ve sendika başkanımıza güveniyoruz arsasıni ucundan kenarından kaptırdığıniz son kalemizi kaptırmayıniz.
    0
    0
    Yanıtla
  • Sezgin Haktanır (3 yıl önce)
    Şeker fabrikası konum olarak artık şehrin çok içerisinde. Teknolojisi eskidiği için verimliliği de düşmüş durumda. Ama bunlar sebep gösterilerek kimseye de peşkeş çekilmemeli, yine kamu hizmetinde kullanılmalı. Burası çok güzel bir teknik üniversite kampüsü olabilir. En kötü açık mekanı ve kapalı mekanı olan kent müzesi de olabilir. Hazır Aslantepe Unesco listesine girmişken buradan çıkan ve özellikle dış mekanda sergilenmesi gereken buluntular sergilenir. Memlekette yeterince beton var, Malatya bu alana sahip çıkmalı.
    0
    0
    Yanıtla
  • Malatya sevdalısı (3 yıl önce)Sezgin Haktanır isimli kullanıcı yorumuna
    Kesinlikle beton yığını haline getirilmeyecek tek yerimiz ama gel gör ki birileri planlarını yapmış ise o alanı mutlaka demir ve cimonto yığını haline mutlaka getirir.
    0
    0
    Yanıtla
  • Ahmet Yalvaç (3 yıl önce)
    Merhum Başvekilimiz Sayın Adnan Menderes'e Rabbimiz CELLECELALUHU Gani Gani Rahmet Etsin İnşaAllah Mekanı CENNET-ALA OLSUN
    0
    0
    Yanıtla
  • Barış Yılmaz (3 yıl önce)
    Kaleminize sağlık Nezir Bey, Malatya'nın hafızası olmaya devam ediyorsunuz. Tebrik ederim.
    0
    0
    Yanıtla
  • yıldırım (3 yıl önce)
    sultansuyu harası kalesi nasıl yıkıldıysa. son kale olan şeker fabrikasıda yıkılır. çünkü orası çok değerli araziler
    0
    0
    Yanıtla
  • Malatyalı (3 yıl önce)
    Özelleştirilmesi en doğru karar ama size uymadığı için bu yorumu da yayinlamayacaksiniz
    0
    0
    Yanıtla
  • Şeker fabrikası civarında evin mi var.
    0
    0
    Yanıtla
  • Enver KALAYCIOĞLU (3 yıl önce)
    Yüreğinize kaleminize sağlık Nezir Bey...Eski Bir Şeker Fabrikası Mensubu Şeker Fabrikasında 3 yıllık muvakkat 4 yıl devlet memuru olarak hizmet vermiş bir abiniz olarak sizi kutluyorum. Malatya Şeker Fabrikası ile ilgili köşe yazılarım oldu. Şeker Fabrikasını en iyi bilen kişilerdenim.1976 yılında şeker Fabrikasında muvakkat çalıştığım zaman fabrikanın bir bölümünün envanterini tutmuştum.1976 yılı Şeker Fabrikalrının kuruluşunun 50 yılı idi.İlk Şeker Fabrikası 1926 da Uşak ta Molla Nuri Şeker tarafından kurulmuştu.1926 da Atatürk Şöyle diyordu. Türkiye'de Şeker Fabrikalarının kuruluşunun 50 yılında Şeker Fabrikası Sayısı en az 20 olmalıdır.1976 da 18 tane fabrikamız vardı. Dışarıdan şeker ithal ettik. günün anısına yaptırılan Sigaralık evimin köşesinde durur saklıyorum. Malatya Şeker Fabrikası sayesinde yüzlerce öğrenci üniversite okumuştur. Biride benim. Fabrikada emeği olan herkesi rahmetle anıyorum.1953 de Malatya Şeker Fabrikası planlandığında Nurettin Akyurt Belediye Başkanı iken Rahmetli Babam Bedir Kalaycıoğlu belediye meclis üyesidir. Belediye Başkanı yakın arkadaşıdır.O günleri anlatırken Malatya nın yatırım noktasında yek vücut olduğunu söyler.Adnan Menderes de aynı şekilde söz etmiştir. Malatya Şeker Fabrikasında çalıştığım 1975-1978 yıllarında fabrika 4 fabrikadan oluşuyordu.Kristal Şeker, Küp Şeker, Küspe Kurutma, İspirto olmak üzere, birde fabrikanın çiftliği vardı.Günlük süt alabilirdik.Çiçek Serası vardı. Malatya'nın ilk tenis kortu dersem yanlış olmaz tenis kortu vardı.1000 dönüm alan üzerine kurulmuş,Arazilerinin çoğunluğu Çilesiz de oturan ailelere aitmiş...Türkiye'nin en kaliteli alkolu Malatya şeker fabrikasıdan çıkan alkol olduğunu biliyormuyuz.Köşe yazılarımın birinde Alkol fabrikasının hayata geçirilmesinden söz etmiştim.Bir köşe yazımda Malatya'ya Torku örneği ikinci bir Şeker Fabrikasından söz etmiştim...Yazınız için size ve Malatya'nın menfaatlerinden ödün vermeyen Malatyahaber.com un kurucusu İsmet Yalvaç ve ekibine teşekkür ediyorum.
    0
    0
    Yanıtla
  • 44malatya (3 yıl önce)
    1936 .1960 yillarina kadar turkiye genelinde Sumerbank tekel fabrikasi seker fabrikasi Yapildi en az milyonlarca insanlar is as buldu yuetenler calisanlar esnaflar ailleri burada gecimini sagladi gelen paralar dovuzler ulkemize kaldi soradan gelen siyasiler yonetimler kapati simdi paralarimiz yurt disina gidiyor surekli disardan ital ediyiyor kayip eden millet turkiye onun icin yeniden kapanan yikilan fabrikalar yapilsin paramiz ulkemizde kalsin
    0
    0
    Yanıtla
  • Çok güze paramız ülkemizde kalsın sümer tekstil işletmesiydi sümerrin zamanından Malatya veTürkiyenin tekstil üretimi ekonomiye katkısı neydi şimdi ney Malatyanın tekstil ihraçatı sıfıken şimdi Lc wakickinin ihraçatı tek başına o zamanın Türkiye’sinin ihracatından fazla o zamanda sümer ve benzeri işletmelerin yiyeni çoktu özel sektör malını yedirmez yedirsede kendi malı kendisi bilir devlet malı herkesin ortak malı ne çalışanlar yesin nede siyasiler veya başkaları çalışanlara 1.TL karşılığı özeleşin bunun örneği Dünyada ve Türkiye’de var
    0
    0
    Yanıtla
  • Kamu kurumunun kazandığı vatandaşa aktarılır. Özelde ise kazanılan para patronlara gider. Asgariyle çalışan, sendika bile kurmasına izin verilmeyenlere de hiç bir şey verilmez. Allaha şükretmesi söylenir bol bol. Halkı düşünen kamuyu destekler düşünmeyen özeli fark bu.
    0
    0
    Yanıtla

Nezir Kızılkaya yazıları