Mıknatıs Uçlu Çakı ve Hekimhan'ın Değişen Kaderi

Nezir KIZILKAYA
nezir.kizilkaya@hotmail.com
Hekimhan ilçesi, tarih boyunca Anadolu’nun kadim geçiş yolları üzerinde bulunmuş, tarım ve hayvancılıkla geçinen sakin, kendi halinde bir yerleşim yeri olarak varlığını sürdürmüştür. 1900’lü yılların başından itibaren “Vapur Yolu” olarak bilinen Malatya-Samsun-İstanbul yolu üzerinde yer alması ilçeye ekonomik katkı sağlarken, 1931 yılında demiryolu taşımacılığının başlaması ile bu yolun artık kullanılmayacak olması, Hekimhan’ı kaderi ile baş başa bırakmıştı.
Ancak, 1930’lu yılların sonundan itibaren yapılan araştırmalar sonucunda, Türkiye’nin en verimli demir rezervlerinin bu toprakların altında saklı olduğunun ortaya çıkması Hekimhan’ı stratejik olarak oldukça önemli bir noktaya taşıdı. Bu keşif, yalnızca Hekimhan için değil, ülke genelinde madencilik sektörü için de önemli bir dönüm noktası olacaktı.
Bugün, bir maden diyarı olmaya giden süreci en başından ele alıp, bir çakının yere düşmesi ile başlayan tesadüfün, Hekimhan ve çevresini getirdiği noktayı anlatmaya çalışacağım.
Her şey Malatya-Sivas demiryolu hattı yapımında çalışan Mühendis Ekrem Kazım’ın dönemin Başbakanı İsmet İnönü’ye yazdığı şu mektup ile başlıyordu:.
'Paşa Hazretleri,
Malatya Koçköprü iltisak hattının takip ettiği Kuruçay vadisinin Hasançelebi civarında (kilometre 86) aplikasyon yaparken yere düşen çakımın mıknatıslı ucunda demir tozları toplandığını gördüm. Bunun üzerine etrafı tetkik ettim. Kumlar içinde siyah kümeler halinde pek çok demir tozu bulunduğu gibi yamaçlardaki kayalarda da humzu hadit asarı (demir cevheri izleri) vardır. Bu kayalardan kopardığım küçük kırıntıları da mıknatıs ile kaldırdım. Memleketimizin demire olan ihtiyacını göz önüne alarak istifadeli ve zengin bir demir madeni bulunması muhtemel olan bu mıntıkanın mütehassıs bir heyet tarafından tetkikine emir müsaadelerini istirhamı bir vatan borcu saydığımı arz eylerim. Hasançelebi, 15 Eylül 1934
Malatya Beşkonaklardan
Mühendis Ekrem Kazım'

Başbakan İsmet İnönü, Mühendis Ekrem Kazım’ın Malatya'dan gönderdiği mektubu incelenmek üzere İktisat Vekâletine yönlendirmiş, konuyu Malatya Valiliğine taşıyan bakanlık, yapılan saha çalışmaları sonrası toplanan bilgileri de bir yazı ile tekrar Başbakanlık Makamına şu satırlar ile iletmiştir:
'Başbakanlığa
Malatya Vilayetindeki demir zuhuratı hakkında
Malatya’da Beşkonaklarda mühendis Ekrem imzasıyla Yüksek Bakanlığınıza verilip mazrufen Bakanlığımıza gönderilen 15 Eylül 1934 tarihli ihbarnamede mevzuu bahis demir zuhuratı hakkında Malatya Valiliğine yazılan tahriratımıza gelen karşılıkta bu demir zuhuratının Hasançelebi köyünün Davulgu mezrasında Taşlıtepe mevkiinde olup yeryüzünde olan kısmı on kilometrelik bir çevre teşkil etmekte olduğu ve bundan başka Bahcadamı ile Darende kazasının Göğebakan köyleri arasındaki Karagöz tepesinde de aynı madenin bulunduğu bildirilmiştir. Gerek bu sahada, gerekse başka sahalarda varlıkları anlaşılan bu gibi demir zuhuratının tetkik ettirilmesi hususunun, Sümerbank tarafından kurulması ve faaliyete getirilmesi düşünülen Demir Sanayi Müdürlüğüne yaptırılmasının muvafık olduğunun arzıyla gönderilen istida ilişik olarak sunulmuştur. 18.02.1935
İktisat Vekili'
Diğer yandan İstanbul’da yayımlanan 28 Haziran 1937 tarihli Son Posta gazetesi, Hekimhan muhabirine dayandırdığı haberinde aynı konu üzerinde duruyor ve Hasançelebi’de demircilik yapan Hüseyin ustanın çabaları ile keşfedilen maden sahalarından şu şekilde bahsediyordu:
'Hekimhan’da Kıymetli Madenler Bulan Mütehassıs Bir Demirci
İlçemizin Hasançelebi nahiyesinden demircilik ve kalaycılıkla yetişen Hüseyin isminde çalışkan bir adam vardır. Bu adam kendi kendine öğrendiği yeni Türk harflerinden başka okuyup yazması yoktur. Buna rağmen maden aramak ve bulmak hususunda fevkalade ihtisası vardır. Hasançelebi nahiyesine bağlı Karauz ve Tünelli Mağara mevkilerinde hali faaliyette bulunan demir madenleri bunun keşfiyle meydana çıkartılmıştır. Son bir ay içinde de gene ilçe mıntıkası dâhilinde ve Karakaya, Karasivri, Karatepe Karamağara, Demirkesen, Kuşkayası, Sarıkaya, Kurddede ve Aylakçı mevkilerinde demir, çelik, çinko, zırnık ve kurşun madenleri keşfetmiş ve maden mühendislerinden Kovenko tarafından tektik ve muayene edilen numune parçaları muvafık görülmüştür.
Hasançelebi’li Hüseyin bu işte uzun müddet çalışmıştır. İhtisasının ilk nazarda iptidai görünmesine rağmen, halk kendisinin ilim sahasında metotla öğrenilen birçok hakikatleri pratik bir şekilde bellediği kanaatindedir. '

1937 yılı yeni kurulan hükümet programı görüşmeleri sırasında bir konuşma yapan yeni Başbakan Celal Bayar da, Hasançelebi’de jeolojik çalışmaların devam ettiğini ve yakın bir gelecekte faaliyete geçecek olan Karabük Demir Çelik Fabrikasının ihtiyacı da göz önünde bulundurularak maden sahasının hızla işletmeye açılacağını açıklamıştır.
1936-1940 yılları arasında söz konusu sahada jeolojik çalışmalar yapan dünyaca ünlü uzmanlar, (M. Poldini, J. Ziegler, R. Pilz, M. Blumenthal, M.Gysin, P.Wijkerslooth ve V.Kovenko) Hekimhan-Hasançelebi dolaylarında çok zengin demir cevheri varlığının tespit edildiğinden bahseden yayınlar yapmışlardır.
İlerleyen yıllarda Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri öncülüğünde maden sahaları işletmeye açılmış, Hekimhan’daki demir cevheri, özellikle Karabük ve İskenderun demir-çelik fabrikaları için stratejik bir kaynak haline gelmiştir. Demiryolu taşımacılığı altyapısının kurulmasıyla birlikte bölgeden çıkarılan cevher, ülke sanayisine yön veren önemli hammaddelerin başında gelmiştir.
Bu gelişme, ilçede ekonomik ve sosyal dönüşümün kapılarını aralamış, tarım ve hayvancılıkla geçinen yerel halkı madencilik faaliyetlerine yönlendirmiştir. Yüzlerce kişinin maden ocaklarında ve cevher işleme tesislerinde istihdamı gerçekleşmiş ve maden çevresinde işçi lojmanları, yeni mahalleler ve sosyal tesisler inşa edilmiştir. Bu süreç, Hekimhan'ı bir tarım beldesinden sanayi ve madencilik merkezine dönüştürmüştür.
Bugün Hekimhan, sahip olduğu maden rezervi ile yalnızca bir üretim merkezi değil, aynı zamanda Türkiye'nin sanayi tarihine katkı sunan bir simge olmuştur. Demir cevheri, Hekimhan’ı ekonomik bir merkez haline getirmiş; istihdam, eğitim, ulaşım ve sosyal yapı üzerinde kalıcı izler bırakmıştır.
Hekimhan'daki demir madenlerinin keşfi ve işletmeye açılması, ilçenin ekonomik kalkınmasına büyük katkı sağlamıştır. Ancak, madencilik faaliyetlerinin çevresel etkileri ve sürdürülebilir kalkınma politikalarının önemi de göz ardı edilmemelidir. Gelecekte, madencilik sektörünün bölge halkına daha fazla katma değer sağlaması ve çevre dostu teknolojilerle desteklenmesi, Hekimhan'ın uzun vadeli kalkınması için kritik öneme sahiptir.
KAPAK FOTOĞRAFI: Hekimhan genel görünüm (Süleyman TURAN)