Oktay Gol Gol Gol.!
Nezir KIZILKAYA
nezir.kizilkaya@hotmail.com
Bugün geçmişten günümüze yansıyan bir futbol devinin öyküsünün rüzgârına kapılacak, Efsane Malatyaspor günlerinin izini sürüp, tanıyanlara onu hatırlatmanın, tanımayanlara da bir efsaneyi keşfetmenin keyfini yaşayacağız. Yani geçmişin kanatlarına tutunup, hep birlikte o güzel günlere dönerek, bu sıkıntılı günlerden bir mutluluk molası ile kısa bir an da olsa sıyrılmaya çalışacağız.
Köklü futbol kulüplerinin sembolleşmiş oyuncuları vardır. Ve o takımın taraftarları, o isimler üzerinde oybirliği ile karar verilmiş gibi birleşmişleridir. Beşiktaş deyince Baba Hakkı Yeten, Fenerbahçe deyince Lefter Küçükandoniyanis, Galatasaray deyince Metin Oktay bu anlamda ilk akla gelen isimlerdir.
ARŞİV FOTO: Malatyaspor 1986- 1987 (AYAKTAKİLER Soldan Sağa) Kaleci Yaşar Duran, Bünyamin Süral, Eren Talu, Cavit Kurucu, Fuat Akyüz, Feyzullah Küçük, (OTURANLAR) Oktay Çevik, Levent Numanoğlu, Adnan Esen, Metin Yıldız, Feridun Özütok
7’den 77’ye bütün Malatyalıların sevgisini kazanarak gönlünü fethetmiş ve aradan geçen uzun zamana karşın hala unutulmamış, Malatyaspor’un gelmiş geçmiş en büyük gol ustası Oktay Çevik de 8 yıl boyunca futbol oynadığı Malatya’nın bu anlamda sembolü olmuştur. Çünkü Malatya bizler için sadece bir çevresel mekân değildir. Onunla duygusal bir bağımız da vardır. Çocukluğumuzun, gençliğimizin kısacası anılarımızın ev sahibidir ve bizleri “Malatyalı” yapan bu şehirdeki ortak hatıralarımızdır. Ve Oktay Çevik, kendini bu şehre ait hisseden herkesin ortak hatırasıdır.
Tabi ki Oktay’ı zirvedeki bu noktaya getiren sadece yetenekleri ve attığı goller olmamıştır. Sahip olduğu karakter yapısı, olgunluğu ve mütevazılığı onun bu şehrin unutulmazları arasında yer almasını sağlamıştır.
O da “Bozkırın ortasındaki bir şehre sadakatle hizmet etmek, benim için futboldan geri aldığım en büyük ödül olmuştur” ifadesi ile Malatya ile olan bağını en güzel şekilde tanımlamıştır.
ARŞİV FOTO: 1989 (AYAKTAKİLER Soldan Sağa) Kaleci Carlos Roberto Gallo, Eren Talu, Ünal Karaman, Şeyhmuz Suna, Zeynel Limoncu, Ceyhun Güray, (OTURANLAR) Feyzullah Küçük, Oktay Çevik, Mustafa Taşar, Levent Numanoğlu, Serginho Bernardino
Boyunun uzun olmamasına karşın, teknik donanımından dolayı, hava toplarına öyle bir çıkışı ve zamanlaması vardı ki, izleyen herkes toplu bir illüzyona dâhil olmuşçasına, onun havada beklediğine inanırdı. Yanlış hatırlamıyorsam Malatya İnönü Stadı’ndaki bir lig maçında Galatasaray kalecisi Simoviç ile beraber çıktığı pozisyonda, Simoviç’in ellerinin üzerinden attığı bir kafa golünden sonra ben de buna ikna olmuştum.
Oktay’ın havada beklediğine dair olan inancımız tamdı ve sevgili Bülent Korkmaz’ın bir zamanlar bir sohbet sırasında anlattığı, İtalyan savunma oyuncusu Tarcisio Burgnich’in bir anısı aslında bu durumu kusursuz olarak da ifade etmekteydi.
ARŞİV FOTO: Oktay, Eder ve Serginho ile..
“1970 yılında Meksika’da düzenlenen Dünya Kupası finalinde Brezilya ve İtalya karşı karşıya gelmişti. Maçın 18. dakikasında Roberto Rivellino’nun bir taç atışından gelen pası bekletmeden yaptığı ortaya uzak kale direği dibinde, İtalyan savunma oyuncusu Tarcisio Burgnich ile birlikte yükselen Pele, yaptığı şık kafa vuruşuyla takımını 1-0 öne geçirmişti. Burgnich bu golü anlatırken şöyle demişti:
“Orta ceza sahasına geldi, her ikimiz yükselebildiğimiz kadar yükseğe zıpladık. Sonra ben ait olduğum yeryüzüne indim, Pele orada, yani ait olduğu gökyüzünde kalıp golü attı”
Oktay Çevik de rakip ceza sahasında gökyüzüne aitti ve bunu sayısız kere kanıtlamıştı.
20 Ağustos 1955 Rize doğumlu, futbola amatör Rize Esnafspor’da başladı. Bir sezon oynadığı Esnafspor’da 70 gol atınca Rizespor’a transfer oldu. Aynı dönem Rize Öğretmen Okulundan mezun oldu. Askerliğini Rize’nin bir köyünde öğretmen olarak yerine getirse de ataması Diyarbakır’a yapılmasına rağmen göreve başlamayıp profesyonel futbolu tercih etti. Rizespor’dan sonra Erzurumspor’a oradan 1982-83 sezonunda Malatyaspor’a transfer oldu.
7 sezon oynadığı Malatyaspor’da 167 maçta forma giyip 92 gol attı. Malatyaspor’un, Galatasaray ve Beşiktaş’ın ardından 3. olduğu 1987-88 sezonunda 29 maçta 28 gol atıp meslek hayatının en parlak dönemini geçirdi. 38 maçın oynandığı ligde, gördüğü kırmızı ve sarı kart cezaları nedeniyle 9 maç oynayamamasına rağmen, bu istatistiğe ulaşmayı başarmıştı. Bu Malatyaspor’un da en başarılı sezonuydu. Sarı-kırmızılı ekip, lig üçüncülüğünün yanı sıra, Türk futbolunda 4 büyükler diye bilinen Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor ve Fenerbahçe’yi aynı sezonda yenmeyi başaran ilk takım olmuştu.
Oktay Çevik, 1986-1987 sezonunda Rizespor'la oynanan ve Malatyaspor’un 7-4 üstünlüğe ile sona eren maçta, kendi memleketinin takımına 5 gol birden atarak futbol ahlakıyla da lig tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Artık profesyonel liglerde yer alamayan Efsane Malatyaspor’un ismi, Oktay’ın bu rekoru ile kalıcı olarak süper lig tarihinde yer bulmuş ve unutulmazlar listesindeki yerini almıştı.
ARŞİV FOTO: İstanbul'daki bir maçta Fenerbahçe Kaptanı Schumacher ile Malatyaspor Kaptanı Oktay Çevik para atışında
Malatyaspor’dan sonra transfer olduğu Gaziantepspor ile de gollerine devam ederek takımının o yılki şampiyonluğuna büyük katkı sağlamış, ilerleyen yıllarda farklı takımlarda futbol hayatına devam etmiş, futbolu bıraktıktan sonra da aralarında Malatyaspor’un da olduğu birçok kulüpte teknik direktörlük yapmıştı. Ama o, başka takımlarda görev yapsa da bizim için ebedi olarak “Malatyasporlu Oktay”dı.
Onun izleyen herkeste hayranlık uzandıran bir tarzı vardı. Sadece Malatyalılar değil, taraflı tarafsız herkes, onu izlerken kendisini bir futbol şöleninin tam ortasında buluyor, efsane gol ustasının gollerine tanıklık ederken de kendisini ayrıcalıklı hissediyordu.
Ancak büyük gol ustası Oktay ile beraber hafızalarımıza gelen mekânlar için bu ayrıcalıklı durumdan bahsetmek ne yazık ki pek mümkün olamamaktadır.
Mekânlar, bütün yaşananların hem tanığı hem öznesi konumundadır ve Malatya İnönü Stadyumu, anılarımızın en önemli tanığı ve öznesidir. Yani İnönü Stadyumu mekân olma işlevi ile en az oradaki yaşanmışlıklar kadar değerlidir ve taammüden katledilmiştir. Bu stadın yok edilmesi, futbolu şehirden uzaklaştırmış ve şehrin futbola karşı olan motivasyonunu bozarak bugünkü ilgisizliğin temel sebebi olmuştur.
Oktay Çevik bir futbolcudan daha fazlası, bir sembol olarak bu şehre büyük hizmetler bulunmuş ve derin izler bırakarak görevini tamamlamıştır. Ancak bıraktığı boşluk hiçbir zaman, hiç kimse tarafından doldurulamamıştır. Zaten bir şehir için efsane olmanın gereği de böyle bir şey olmalıydı.
Bu şehir için özveride bulunmuş, her şeyiyle bu şehrin ortak paydası Malatyaspor’u attığı inanılmaz goller ile başarıdan başarıya taşımış olan Oktay Çevik, geçmiş ile olan bağımızı asla kopartmamamız gerektiğini bizlere bir kez daha hatırlatarak, onun golleri ile çıktığımız zaman yolculuğunda kolay kolay bir daha yaşamayacağımız bir mutluluk her tarafımızı kuşatmaktadır.
Onun, kalplerimizde bıraktığı sevgi dolu izler Malatyalılar tarafından asla unutulmayacaktır.
Yeniden kurulmaya çalışılan bu şehirde onunla ilgili hatıralarımız yaşatılmalı ve hak ettiği değer verilerek onurlandırılmalıdır.