Âlimin Ölümü; Adnan Işık
..Adnan Işık'ın “Malatya 1830-1919” ise kelimenin tam anlamı ile bir başyapıttır. Bu eser kentin ekonomik, sosyal ve siyasi yapısı hakkında çok sayıda belgeyi..
Nezir KIZILKAYA nezir.kizilkaya@hotmail.com
Şimdi nerde o şehir, o yeşillik, o bahçe?
Gölgelere aşina ergi bürgü sokaklar
Hani nerde gaysıya “mişmiş” diyen ihtiyar?
“Samud”, “Anuh” nerede? Şimdi nerde o lehçe?
Adnan Işık
Belki çok klasik bir giriş olacak ama “Âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir” Gerçekten de aramızdan ayrılan her âlim, dünya âleminden sonsuzluğa düşen bir parçadır.
Yaşamımızda biriktirdiğimiz yıllar çoğaldıkça fotoğraf albümlerimizdeki, telefon rehberimizdeki kaybedilen dost ve yakınlarımızın da sayısı artmaya başlar. Her biri giderken bir parçamız onlarla gitmiş, her birinden de bize kalan bir şeyler olmuştur. Bizlere ne kadar çok şey öğrettiklerini, onları kaybedince daha iyi anlarız ama artık dönülmez yola girilmiştir. Bu şahsiyet bir âlim, bir münevver ise, yeri doldurulamayacak boşluklar bırakır giderken. Koca gezegenden bir parça koparmış gibidir gidişleri. İşte bu yüzden “Âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir”
Bir şehri markalaştıran unsurların başında, ekonomik ve sosyal gelişmişliğin yanı sıra tarihi ve kültürel zenginliği gelir. Ekonomik ve sosyal yönden son derece gelişmiş ama özgün kültürü ve tarihini gündeme taşıyamamış sayısız kentin bu yarışta geride kaldığı hepimizin malumudur.
İşte bu yarışta Malatya’yı oldukça yukarıya taşımış, bu şehrin gelişebilmesi için tarih ve kültürün asla göz ardı edilmemesi gerektiğine sonsuz inancı olan bir âlimden ve münevverden, Adnan Işık’tan bahsedeceğiz. Geçtiğimiz yıl 22 Aralıkta amansız salgının aramızdan kopardığı “Adnan Abi’yi, 1. Ölüm yıldönümünde saygı, sevgi, şükran ve rahmet ile anıyoruz.
Malatya yakın tarihine, gerek üstlendiği sorumluluklar ve gerekse de ardında bıraktığı eserleri ile ışık tutan bir aydın ve entelektüel olan Adnan Işık, bu kentin hafızalarından ve simgesel isimlerinden biri olarak, boşluğu doldurulamayacak bir şahsiyetti.
İbn-i Haldun’un “Şehirlerin bir ruhu vardır ve insanlar zamanla yaşadıkları şehrin ruhuyla özdeş hâle gelir” sözü ile tarif ettiği, şehri ile özdeş hale gelmiş, onu yaşayan, anlatan, hisseden bir kişilikti Adnan Işık.
Malatya’yı “kent” yapan ve ona özgün nitelikler kazandıran, yüzbinlerin burada yaşaması değil, tarihsel, kültürel ve toplumsal olarak ortak noktalarda buluşabilmesidir. İşte bu yüzden, kentteki her şeyin bizler için bir anlamı, bir karşılığı vardır ve bizi kente bağlayan, onu sevdiren de işte tam olarak Adnan Işık gibi âlimler ve eserleridir. “Kentli” olmanın ona yüklediği titizlik ve sorumluluk duygusu ile hazırladığı iki önemli çalışmasına ilişkin bilgiler onu daha iyi tanımamıza ve anlamamıza yardımcı olacaktır.
Yerel gazetelerden, kaynak kişilerden ve ulusal sinemacılık arşivlerinden derlediği bilgiler ile hazırladığı “Malatya Sinema Tarihi” tam bir sabır eseri olarak şehirde kültür ve sanatın gelişme dönemlerine ışık tutmaktadır. Malatyahaber.com sayfalarında da yayınlanan bu araştırma şehrin “Cumhuriyet Tarihi”ne ilişkin detay bilgiler ile bir devri aydınlatmaktadır. Bu çalışmanın Malatya Uluslararası Film Festivali kapsamında bugüne kadar basılı kitap haline getirilememiş olması da büyük eksikliktir.
“Malatya 1830-1919” ise kelimenin tam anlamı ile bir başyapıttır. Bu eser kentin ekonomik, sosyal ve siyasi yapısı hakkında çok sayıda belgeyi içermesi açısından oldukça önemlidir. Adnan Işık birinci elden kaynaklara dayalı olarak hazırladığı bu eseri ile kendinden sonraki araştırmacılara bir kapı açmış ve konuya önemli ölçüde katkı sunmuştur. 1998 yılında yayımlanan ve Malatya son Osmanlı dönemi ile ilgili bir referans niteliği taşıyan bu kitap, bugün bile akademik anlamda bölge tarihini çalışan araştırmacılara rehberlik edebilecek, ışık tutabilecek kapsamdadır.
“Malatya 1830-1919”, 20. yüzyılın son çeyreğinde yoğunluk kazanan yerel tarih çalışmalarına da son derece iyi bir örnek teşkil etmiş, konuya bütüncül yaklaşan nadir çalışmalardan biri olmuştur. Adnan Işık, yerel bilgileri derlemede tarafsız olamayan ve seçici davranan çoğu yerel tarihçinin düştüğü hataya düşmemiş, tamamen objektif ve çok yönlü bir anlayışla eserini hazırlamış, Malatya’nın yakın tarihini, geçmişini bugüne getirerek insanlığın hizmetine sunmuştur.
Adnan Işık yerel tarih ve kültür alanında yaptığı çalışmalarla Malatya yerel tarihinin önemli bir kilometre taşı olarak yaptığı bütün çalışmaları belgeler üzerinden yorumlamış ve yazmış, bu belgeleri de okuyucuları ile mutlaka paylaşmıştır.
Onun davranış ve düşüncelerini etkileyen, önyargılardan uzak, deneyim ve bilgiye dayalı yerleşmiş ve yapısal hale gelmiş samimi bir karakteri vardı. Gerçekten de onu dinlerken sohbet ederken insan kendisini ayrıcalıklı hisseder, kullandığı kelimelerin, örneklerin seçimi ve doğru yerlerde olması çok sık rastlayamayacağımız bir titizlik ve incelik barındırırdı. Bu özellikleri ona, genç-yaşlı onu tanıyan bütün Malatyalıların saygı ve sevgisini kazandırmıştı.
Benim için de onunla sohbet etmek öğretici olduğu kadar, bir terapi gibiydi. Beni geçmişin kanatlarına tutundurup o güzel günlere götürürdü. Çoğu insan gibi benim de Malatya’yı daha iyi anlamama katkı sağladığına inancım tamdır.
Onun bu fani dünyadan göçü ile çok şey kaybettik ama en kötüsü de Malatya ile ilgili takıldığımız her konuda bilgi ve deneyimine başvurduğumuz, bir telefon uzağımızda olan “Adnan Abi”ye artık ulaşamayacak olmamızdır.
Etrafımızda bunca sorun varken Adnan Işık ve onun gibi düşünen insanların göstermiş olduğu çabalar, çalışmalar ile bize bıraktıkları, umutlarımızı yeşertiyor, onların bu pozitif gücü gönlümüzü aydınlatıyor. Malatya her zaman Adnan Işık gibi, onu karşılıksız seven, kenti için çekinmeden fedakârlık yapabilecek sevdalılarının arayışı içerisinde olacak, onun kalplerimizde bıraktığı sevgi dolu izler asla unutulmayacaktır.
Tanımayanların onu tanıması, unutanların, kaybettikleri bir şeyi bulmanın sevinci içerisinde yeniden hatırlamaları için çok daha fazla çaba gösterilmesi bu kentte yaşayan, yöneten herkes için bir zorunluluktur.
Adnan Işık Malatya tarihine, folkloruna ve kültür hayatına yaptığı eşsiz katkı ve araştırmalarından dolayı her türlü saygıyı hak etmektedir. Şimdi bizlere düşen onun adını doğduğu sokağa vererek ismini ebediyen yaşatmaktır.
Not: Adnan Işık portre fotoğrafı için fotoğraf sanatçısı Orhan Alkaya’a teşekkür ederim.
“Sarı kurdelem sarı” kırık plakta kaldı.
“Komşu komşuya muhtaç” o da kitapta kaldı.
Bekle Adnan’ım bekle, mihr-i varak’ tan vefa,
Nerde dost, nerde yaran, ıhvan nerede kaldı,
Adnan Işık
ARŞİV FOTOĞRAF: (Ayakta soldan sağa) 'Kul Vahap' mahlaslı şair merhum Vahap Salt, Araştırmacı- Yazar merhum Hüseyin Çolak, Araştırmacı Yazar Celal Yalvaç, (oturan) Araştırmacı- Yazar merhum Adnan Işık..