SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Bülent Korkmaz

Üç Puanın Ötesi mi?

Üç Puanın Ötesi mi?
A- A+ PAYLAŞ

Bülent KORKMAZ

deybayah@gmail.com

Yeni Malatyaspor, 20 Ekim Pazar günü ağırladığı Turgutluspor karşısında üç puanın ötesinde bir kayba uğramış olabilir. 

Şöyle ki: 

Türkiye’de profesyonel futbol karşılaşmalarını izleyenler öncelikle futbol aşkıyla tribünlere gelmezler. Takımlarının, mümkünse, oynadığı tüm maçları kazanmasını, üst kategorilerde mücadele etmesini ve yine mümkünse hep şampiyon olmasını isterler. Güzel futbolu da sever, sayarlar, helal olsun bizim çocuklara iyi oynuyorlar, derler ama takım kötü sonuçlar alırsa pek arkasında durmazlar. 

Göztepe maçıyla futbolun özlenen tablosu, yani seyircinin ilgi gösterdiği-dolu tribünlü maç tipi, geri dönmüştü. Yıllar sonra stat gişelerinde bilet kuyruğu oluşmuş, sarı-kırmızılı taraftarlar maça girmek için tribün girişinde de sıraya durmuştu.  Aynı güzel manzara Turgutlu maçı öncesi de vardı. Seyirci sayısı daha artmış, tribünlerin boş kalan yerleri de dolmaya başlamıştı. 

Başlangıçta taraftar coşkuluydu, 1-0’a rağmen yine umudunu korudu ancak takım 2-0 geriye düşünce önce sesler kısıldı ve hakemin bitiş düdüğünü beklemeden seyircilerin bir bölümü tribünleri terk etmeye başladı. Futbol bu, son 5 dakikada bile sonucu değiştirebilirsiniz ama YMS’den “muhtemelen” iyi bir oyun ve “mümkünse” farklı galibiyet bekleyen seyirci iş kötüye gidince “anında” sırtını takımına dönebilmişti. Büyük çoğunluk öyle davranmadı ama bu şekilde tepki verenlerin sayısı az değildi. 

Şampiyonluğa oynayan takımın seyircisi/taraftarının bunu yapmaması gerekiyor ama yapıyor işte. Türkiye’de futboldan “anlanan” bu. 2, 1, Süper, En Süper, yani tüm liglerin seyircisinin “fabrika ayarları” aynen böyle. 

Bunun ötesinde yapılmaması gerekense maç aleyhinize sonuçlandı diye rakip takımın yedek kulübesine yabancı madde yağdırmak (en hafifinden para cezası gelecektir), rakibin gollerini atan oyuncu Malatyalı (Mehmet Albayrak) diye ona küfretmektir. Kuşkusuz Urfalılara, Anteplilere, Arizonalılara da küfretmemeliyiz ama işini yapan insana bunu yapmak daha da anlamsız. 

Tribündeki genç arkadaşlarla bir bilgi paylaşayım yeri gelmişken: Malatya futbol tarihinin en büyük ismi Oktay Çevik Rizelidir ve Malatyaspor’un 7-4 kazandığı bir maçta Rizespor’a 5 gol birden atmıştı. Futbolu bırakıp antrenörlüğe başladığında oralarda defalarca takım çalıştırdı.

Karşılaşma

Geriden ileriye, Erşen Çilingir-Koray Şanlı-Gökhan Sinanoğlu-Necdet Kaba-Ramazan Kahya-Fahri Tatan-Serkan Göksu-Özcan Dağ-Muharrem Ozan Cengiz-Eren Görür on biriyle oyuna başlayan ev sahibi Muharrem’in erken sakatlanması üzerine Mustafa Şen’i oyuna aldı. İkinci yarıya Halil Zeybek’le başlanırken hedef gol ve goller bulmaktı. Ayağında top tutma, adam geçme, arkadaşlarına pozisyon hazırlama özelliklerine sahip Halil de YMS’nin formsuz takım oyununu değiştirebilecek işler yapamadı. Son dakikalarda attığı şutun direkten dönmesiyse şanssızlığıydı.

Oyunun genelinde YMS kazanmak için gerekli gayret ve beceriyi sergileyemedi. İlk dakikalardan itibaren rakibe baskı kurmak bir yana baskıyı gören kendisi oldu. Gerçi rakibin öyle ahım-şahım bir baskı kurduğu yoktu ama YMS’nin üzerine gelmesine de fazla izin vermedi. YMS 17. dakikada Mehmet, 20’de Özcan (en tehlikeli şut buydu) ve 22’de Fahri’nin şutlarıyla (serbest vuruştan) gol aradı ama hiçbir top kaleyi bulmadı. En ciddi ve tehlikeli atak 37’de Mehmet’in Özcan’a hazırladığı pozisyonda geldi. Bu oyuncunun kaleye paralel sert şutuna Eren ayak koyup gol atabilirdi ama zor pozisyondu. 

YMS ikinci yarıya, ilk yarıya oranla, daha gayretli başladı ama yine pozisyon fakiriydi. 64’de Mehmet’in ikinci golü kötü gidişin tuzu-biberi oldu. Son dakikalarda gol bulmak için yoğun gayret vardı. Halil’in direkten dönen topu, Ramazan’nın 2 şutunda kaleci Metin’in dikkati ve yerinde müdahaleleri (birini tuttu, birini kornere attı) skoru değiştirmeye yeterli olmadı. Eren’in tek golü geldiğinde artık çok geçti.

Önceki maçlarda güzel oyununu gollerle süsleyen Fahri Tatan da etkili olamadı ve son 15 dakikada yerini Coşkun’a bıraktı.

Turgutlu maça Metin Uçar- Emre Toraman-Ferit Erişçi-Gökhan Sazdağı-Koray Karagözoğlu-Hasan Engin Ekler-Selçuk Baştürk-Şevket Güngör-Hüseyin Engin-İsmail Köse ve Mehmet Albayrak düzeninde başladı. Çok iyi bir takım görüntüsü çizmediler ama, hani derler ya, hadlerini bilerek oynadılar, baskı yediklerinde kaybettikleri birkaç top hariç fazla hata yapmadılar. Futbolu çirkinleştirecek bir anlayışla geride çakılı kalmadılar. Hatta maçın başında baskı kurmaya, pozisyon bulmaya çalışan taraf Turgutluspor idi. 

Turgutlu’nun gol umudu Mehmet Albayrak beklentileri fazlasıyla karşılayıp 2 gol birden attı. Ancak YMS savunmasını bu oyuncudan çok uğraştıran İsmail Köse idi. İlk golde elini-kolunu sallayarak ceza alanına giren İsmail savunma kalabalığının arasında arkadaşını çok iyi gördü. Bu pozisyonda futbolun basit bir ilkesinin işlediğini gördük: Ceza sahasında çok sayıda oyuncu bulundurmak değil, etkili olmak önemlidir. Mehmet gol vuruşunu yaparken YMS’den neredeyse 7 oyuncu o bölgedeydi ama top onların hiçbirine gitmedi veya hiçbiri topa müdahale edebilecek noktada bulunamadılar. Ayaklarına hakim bir oyuncu görüntüsü çizen İsmail’in ikinci yarı bir şutu direkten döndü, karşı karşıya kaldığı pozisyonda ise Erşen başarılıydı. Erşen ilk yarıda da çok zor bir kafa şutunu çelmişti.

Takımların kazancı ve kaybı yönünden değil de futbol adına bakacak olursak futbol kalitesi vasatın altındaydı. 2-1 Turgutlu'nun galibiyetiyle biten temposuz, pozisyonu az, pek tadı-tuzu olmayan bir maç…

Hakem Emre Yıldırım hakem konuşmamızı gerektirecek bir yönetim göstermedi. Yani, iyiydi. Pozisyonlara çok yakın olmaktan ziyade doğru pozisyonda durup karar vermeye çalıştı. Kendinden emin ve otoriterdi. 

FOTO: Maçtan bir enstantene (Mehmet GÖRESİYE)

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

Bülent Korkmaz yazıları