SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Bülent Korkmaz

Aydın Galibiyeti ve “Malatyaspor”

Aydın Galibiyeti ve “Malatyaspor”
A- A+ PAYLAŞ

Bülent KORKMAZ

deybayah@gmail.com

Her ne kadar çocukluğum, gençliğim ve orta gençliğimin önemli bir bölümü, Malatyaspor merkezli olarak, İnönü Stadı ve civarında geçtiyse de son birkaç sezondur burada maç izleme olanağım olmamıştı. Yeni Malatyaspor’u da yerinde ve yeterince takip edemedim. Uzun bir aradan sonra ilk kez, 28 Eylül Cumartesi akşamı oynanan Yeni Malatyaspor-Aydınspor 1923 maçını izleyebildim. 

Aşağıdaki maça ilişkin izlenim ve değerlendirmelerimin bu “bilgi kıtlığı” göz önüne alınarak dikkate alınması dileğiyle…

***

İnönü Stadının zemini ve hava şartları futbol oynamaya gayet elverişliydi. Sarıyer deplasmanında alınan “anlamsız” ceza nedeniyle, sezonun Malatya’da oynanacak ilk maçının futbolun asli unsuru seyirciye kapalı olması ve burada Gümüşhanespor’a karşı alınan tatsız beraberlik, Yeni Malatyaspor’un performansına ilişkin, daha baştan, umutsuz ve olumsuz duygular oluşmasına neden olmuştu belki de. Ancak Tokat deplasmanında alınan “güzel” sonuç bir anlamda o duyguların, bilgisayar terimiyle söyleyecek olursak, “reset” edilmesiydi. Yani Aydın maçı öncesinde “en başa” dönmüştük olumlu anlamda.

YMS maça iyi başlayamadı, tutuktu. Sadece ilk dakikalarda Serkan Göksu penaltı noktası civarından ciddi bir fırsatı kullanamadı. Sağdan yapılan ortada diz kapağı hizasını aşan topa yaptığı vuruş farklı olarak üstten dışarı çıktı. Bu tür toplara, yani diz kapağını aşarak gelen, isabetli vuruş yapmak zordur ama yapabilirseniz golü bulmanız içten bile değildir. 

Ardından Aydınspor,  YMS savunma bloğunu çok rahat geçerek gelmeye başladı. Golden önce çok net 2 pozisyonu değerlendiremediler; bunlardan bir tanesi resmen boş kaleye yuvarlanamayan bir toptu. Zaten 3. ciddi tehlikeyi Ahmet Kesim gole dönüştürmeyi başardı.  Bu dakikadan sonra YMS savunmasında gerekli önlemi aldı ve rakibe pozisyon vermedi. Ancak beraberlik için kurulmaya çalışılan baskı da yeterli değildi. Birçok atak ofsayt olunca ve yan topları savunma kesince Aydın kalecisi Ahmet Altın’ın mesleki niteliğini test etmek mümkün olmadı. Başka bir deyişle YMS Ahmet’e tehlike yaratacak tek bir şut bile atamadı. 

Ta ki “bizim” Ramazan Kâhya (uzun süredir Malatya’da top koşturduğu ve şahsen de tanıdığım için bu ifadeyi söylüyorum) devreye girip şık bir gol atana kadar. Sol kanattan inen Ramazan bir ara orta yapmayı düşündü ancak takım arkadaşlarını uygun durumda görmemiş olacak ki, bu kontra bir atak olmadığından savunma yerini almıştı ve YMS forvetleri markaj altındaydı, kendi çabasıyla çapraza daldı, çalımını attı ve zor pozisyonda isabetli bir vuruş yapıp golü kaydetti. Atılan bu gol bana futbolda yeteneğin ne kadar önemli olduğunu, iyi futbolcu olmak için öncelikle “doğal” yeteneğiniz olması gerektiği düşüncemi teyit ettirdi. Sadece yeteneğiniz varsa bu tür vuruşları yapabilirsiniz; bunlar çalışmayla yapılacak işler değildir. 

Takımlar soyunma odasına 1-1’le giderken devre arası genç bir spor muhabiri kardeşime YMS’nin dikkatli bir oyunla sahadan 3-1 gibi net bir skorla galip ayrılabileceğini söyledim. Çok bildiğimden veya rüyama girdiğinden değil sadece bir tahmindi benimki; rakibin YMS’nin üzerine gelebilecek durumda bir görüntü çizmediğinden içime öyle doğmuştu sadece. 

YMS, ikinci yarı oyun başlar başlamaz baskıyı kurdu ve bana göre sahanın en iyisi Fahri Tatan’ın (kendisinden ayrıca bahsedeceğiz) mükemmel ortasında Gökhan Sinanoğlu’nun şık kafa vuruşu baştan beri öne geçme anını bekleyen tribünleri ayağa kaldırdı. 2-1 sonrası YMS kontrollü oyuna döndü, bloklar arası boşluk bırakmadı, kendisi pek pozisyon bulamadı, rakibe hiç pozisyon vermedi. Sadece 2 yan topta kalecinin boşa veya hatalı çıkışı söz konusuydu, onlarda ise savunma tehlikeye izin vermedi. Bence 2-1 futbolun tehlikeli skorlarındandır ve bu gibi durumlarda, skoru korumak adına, rakibin üzerine gitmenin riski rakibi karşılamanın riskinden daha azdır. Maçın sonlarına doğru bu skor elde edilirse anlarım ama henüz devre başında atılan gol sonrası geriye yaslanmak pek doğru bir strateji olarak gözükmüyor. 

YMS’nin genel oyun yapısı kontrollü oyuna dayanıyor. Bugünkü futbolun mantığı açısından doğru bir sistem. Ancak futbolda bazen rakibi aralıklarla yoğun baskı altına almanız, hatta “boğmanız”, gerekebilir. YMS, gerekmesi halinde, bunu yapabilecek formatta bir takım görüntüsü çizmedi. 

Sahanın en iyisi deneyimli oyuncu Fahri Tatan’dı. Ayağına gelen topları çok iyi kullandı. Oyun okuma bilgisi yüksek, serinkanlı, nerede ne yapması gerektiğini çok iyi biliyor. Pasları tam atması gerektiği gibi ve atması gereken zamanda atıp arkadaşlarını atağa kaldırdı; ikinci golü attıran isim oldu. Ara sıra da rakibin tehlikeye dönüşmesi muhtemel ataklarını kritik müdahalelerle önledi. 3. golden yaklaşık 1 dakika önce YMS çok önemli bir fırsat yakalamıştı. Aydın gol için gelirken kapılan bir top bomboş diğer yarı sahaya kaçan Mustafa Şen’e atılamadı. Bu top Fahri’nin ayağına geçse, büyük ihtimal ki, gitmesi gereken yere giderdi. Bereket kaçan bu fırsatın hemen ardından, yine kontra bir atakta atılan topu kovalayan Eren, sağdan ceza alanına girip güzel bir vuruşla maçı bitirdi. 

Sonuçta YMS haklı ve önemli bir galibiyet aldı; kutluyoruz. İki takım oyuncuları centilmence bir mücadele sergilediler, hakemin işini zorlaştıracak, tribünleri gerecek hareket ve tavırlar içerisine girmediler. İkinci yarı bir pozisyonda taraflar arasında kısa süreli bir tartışma yaşandı ama o kadar kusur Kadı kızında da var!

YMS taraftarı, aslında Malatyaspor taraftarı (niye öyle dediğimize geleceğiz), takımını yalnız bırakmadı. Günümüz futbol standartlarına göre seyirci sayısı iyiydi. Biletli seyirci sayısına bakarsak (3 bin 600) bu rakamın Süper Ligde oynayan sarı-kırmızılı ekibin maçlarını izleyen rakamın aynısı olduğunu görürüz. Rakam işin nicel yönü; nitelik açısından da iyiydi seyirci, takımını destekledi. Tek hataları ikinci yarı sahaya atılan konfetiler ve oyunun bu nedenle bir süre durmasıydı. Şimdi bu noktada seyirciyi ciddi ciddi uyarmak gerekiyor; bunu bizzat YMS yönetimi tribünle görüşüp halletmeli. YMS kafaya oynayacak bir takımsa, öyle gözüküyor, bütün birimleri değil seyircisi de profesyonel olmalı. YMS’nin ceza alabileceği her eylemden uzak durmalı. Kulüp saha kapatmadan tutun para cezasından çıkın, niye ceza alsın? Belki Gümüşhane maçında 2 puan o yüzden gitti! Konfeti atıldığı için büyük cezalar alınacak demiyorum. Ne gereği var, neye faydası var? Konfetilerle veya ne bileyim çatapatla-maytapla, maç çeviren bir takım gördünüz mü?

İsim Bahane, Malatyaspor Şahane

Tarihler, Malatya şehir merkezinin 1. yüzyılda bugünkü Orduzu beldesinden (Arslantepe) 4 kilometre ileride kuzeye taşındığını yazarlar. Roma İmparatorluğu bölgedeki siyasi karışıklıkları hesaba katıp,  Fırat’a biraz daha yakın olsun, kim gidiyor-kim geliyor bilsin diye şehri oraya taşımış, surlarla çevrelemiştir. Aslında yukarıdaki Aspuzu’ya (bugünkü Malatya) göre yaşamaya çok elverişli yer değildir yeni şehir (bugünkü Battalgazi). O günkü Malatya’nın kendine yetecek suyu bile yoktur; yaşamın aslı olan o muhteşemse ta Gündüzbey dağlarından ve Orduzu’dan akmaktadır oralara. Yüzyıllar yüzyılları kovalar; 19. yüzyılın ortalarından itibaren, ekonomik çöküntü, hastalık ve Osmanlı Ordusunun kışlaması gözden düşürür “Aşşağı Şeheri” ve merkez bu kez Aspuzu çevresinde yoğunlaşmaya başlar. Artık asıl Malatya “Eski Malatya”, bir zamanların Aspuzu köyü “Yeni Malatya” olmuştur. 

Malum, Malatya tarihte yaşadığının bir benzerini futbolda yaşıyor. Bir dönem Türkiye liglerini sallayan “asıl” Malatyaspor maalesef yerel ligde gezinirken başına “yeni” getirilen “eski” Belediyespor Malatyaspor olmuştur. Doğrudur, yanlıştır; bunu tartışmak yersiz artık. 

Yıllar sonra geldiğim İnönü’de şunu gözledim: Malatya’yı seven bu halk takımını “Malatyaspor” sevgisiyle destekliyor. Başındaki “Yeni” bir formalitenin yerine getirilmesinden başka bir şey değil onun için.

Ve bu şehrin, ister “yeni” deyin, ister “taze-cecit-hakiki” veya başka bir şey, futbola ihtiyacı var; başarılı bir takıma ihtiyacı var. Hakkı da var!

FOTOĞRAFLAR: Yeni Malatyaspor'un Aydınspor 1923 maçındaki ilk 11'i ve taraftarlardan bir grup  (Mehmet GÖRESİYE)

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

Bülent Korkmaz yazıları