SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Bülent Korkmaz

Malatya '10' Numarasını Kaybetti

A- A+ PAYLAŞ

Bülent Korkmaz

deybayah@gmail.com

 

19 Eylül 2007 gecesi kaybettiğimiz Hadi (Çekirdek) Amca ile ilgili, Malatyalı her insan evladının kuşkusuz bir anısı-bilgisi-tanıklığı-okumuşluğu vardır. O nedenle, bence Malatyalılara Hadi Amca ile ilgili fazla bir şey söylemeye gerek yok.

 

O, başkaları için bir şey yapmanın zaman israfı değil erdem, karşılık beklemeden yapılan iyiliğin akılsızlık değil akıl sayıldığı, takdirle karşılandığı, yitip giden zamanların neslin son sembol isimlerinden.

 

Hadi Amca denince, onunla ilgili özellikle iki anım gözümde canlanır. Biri, üstelik hiç uygun olmayan bir mekan ve ortamda gülmeme; diğeri ise o’nun “ne olduğunu” gözlerinin içinden anlayıp hüzünlenmeme yol açan iki anı…

 

***

 

80lerin sonu…

 

Sevgili Erhan Kırçuval vefat etmiş. Toplandık cenazesine gittik. Mezarlığa girdik. Hadi Amca bir ara gözüme çalındı. O tarihe kadar kendisinin cenazelerde aldığı faal rolü, duymuşum ama, gözümle görmemişim. Rahmetli çevrede halim-selim dolanırken, bir de baktım, “iki daşın arasında” üzerine “iş elbisesini” geçirmiş. Yanlış anımsıyor olabilirim; bir de siyah çantası vardı (ortama başka hangi renk gider?). Sanki elbise olarak giydiği de siyah renkli bir şeydi. Çantanın veya “formasının” arkasında “Kabristan” gibi bir yazı vardı.

 

Hadi Amca gelince herkes işi “ustaya” bırakıp, kenara çekildi.

 

Nedense Hadi Amca’nın bu görüntüsü, o acı ve üzüntü ortamının arasında, bende gülmeye yol açtı. Cenaze ortamı, gülemezsin de, kahkahamı zor bastırıp kenara çıktığımı anımsıyorum.

 

Daha önceden cenaze, defin görmüşlüğümüz var. Bizim oralarda bu işin bu kadar ciddiye alındığını görmediğimizden mi başka bir şeyden mi, gülmekten kendimi alamadım işte!


Erhan Abi de Hadi Amca da beni bağışlasınlar.

 

***

 

Bundan birkaç yıl öncesi…

 

Hadi Amca rahatsızlanmış, hastanede yatıyor. Ha bugün, ha yarın ziyaretine gideceğim.

 

Aynı günlerde sevgili, birlikte çalıştığımız Ali Cengiz ağabeyin annesi vefat etti. Hafta sonuydu, Akçadağ’a gittik, cenaze defin edildi, baş sağlığı dilendi, döndük.

 

Pazartesi günü erkenden tükanı açtık demeye kalmadı, hastanede ziyaret etmeyi planladığımız Hadi Amca pat diye karşımıza çıktı. Utancımızdan geçmiş olsun bile diyemeden, kendisi de “selamun aleyküm” bile demeden, gözlerinde bir şeyleri kaçırmanın telaşı ve üzüntüsü ile heyecanlı bir şekilde “Ali nerede?” diye sordu.

Mesele anlaşıldı ki…

 

Hadi Amca hastaneden 1-2 gün içinde çıkmış, nasıl olmuşsa Ali Bey’in annesinin vefatını duymamış, cenazesini kaçırmıştı. İnanın, gerçekten çok üzgündü.

 

Hal-hatır edip zorla oturttuk, bir çay söyledik, o arada bize Akçadağ otobüslerinin nereden kalktığını sordu. Mübalağa olmasın, 1 veya 2 dakika sonra sırtımızı döndüğümüzde Hadi Amca “kuş olup uçmuş”, çayı beklemeden Akçadağ’a doğru yol almıştı.

 

***

 

Nedense, Hadi Amca’yı mezarlıkta "fahri" görevini yaparken ilk gördüğümde üzerine giydiği şeyi hep bir forma olarak gözlerimde canlandırmışımdır.


O “formanın” bir eksiği vardı.

 

Sırtında “Hadi Çekirdek/10/Malatya” yazması gerekiyordu.

 

Hani futbolda en büyükler, Peleler, Maradonalar, Hagiler, Platiniler 10 numarayı taşırdı ya…

 

İşte o da bizim “10” numaramızdı.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

Bülent Korkmaz yazıları