Oldu mu “Aslan” Cemal Abi!
Bülent KORKMAZ
deybayah@gmail.com
“Malatya Belediyesi Basın Müdürü Cemal Aslan, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti”
Haber ajansları bir insanın ölümünden işte bu kadar basit ve soğuk cümlelerle bahsederler. Gazeteciliğin doğası gereğidir bu. Neylersin ki haber böyle yazılır. Merhum Cemal Ağabey de böyle sayısız haber-bülten yazmıştır belki…
Peki, öyle midir, “ölüm” ve “Cemal Aslan” sözcüklerinin tek cümlede geçmesi olacak iş midir, anlaşılır, kabullenilir bir şey midir?
Sizleri, başkalarını bilmem ama ben Cemal Ağabey’e ölümü halen yakıştıramıyorum, halen anlamıyorum, kabullenmiyorum. Sanki birazdan telefona sarılacak, gazeteleri arayacak ve o kibar sesiyle “Arkadaşlar, bugün benimle ilgili bir haber geçilmiş. O haberde bir yanlışlık var, ben ölmedim” diyecek.
Birçok güzel meziyete sahip olan bu güzel insan benim için özellikle ne ifade ediyor biliyor musunuz?
Dik durmayı…
Diklenmeyi-kafa tutmayı değil ha; dik durmayı. Sanıyorum bu karakteri onun farklı belediye başkanlarıyla, üstelik aranan bürokrat olarak, çalışmasını sağladı.
Evet, kibardı, pozitif insandı, işinin ehliydi, neşe saçardı, gülmesini bilirdi, içtendi, samimiydi, sözünün arkasında dururdu. Onunla derdinizi paylaşabilir, rahatça sırtınızı dönebilirdiniz. Ondan size kazara bile olsa zarar gelmeyeceğini bilirdiniz. Hoşgörülüydü. Lafını sözünü bilerek konuşurdu. Entelektüeldi. Son zamanlarında bana, nasıl İngilizce öğrenebileceğini, soruyordu. Cevdet Bağca’nın müziğini severdi, ben dinlemiyorum diye bana kızardı.
Sanki Bağca’nın söylediği “Leyli Leyli” türküsü onun için söylenmişti:
“Kuşlar uçup yaylalarda ararsa beni
Ay ışığı gecelerde sorarsa beni
Anam çıkıp yollarıma bakarsa benim
Deyin yardan ayrılalı tutmuyor elim
Leyli leyli leyli leyli leyli leyli yar
Yardan ayrı benim gönlüm her gün sonbahar”
***
Görevi gereği yoğun bir hayat yaşıyordu. Sağlığına dikkat ediyordu, rafine yaşardı, Malatya’da en iyi tatlının, yemeğin nerede olduğunu kendisinden öğrenebilirdiniz ama maalesef sigara tellendiriyordu.
En son galiba Görüş gazetesinin kuruluş yıldönümü yemeğinde başkan Sayın Ahmet Çakır ile birlikte geldiğinde görüşmüştük yüz yüze. Programları vardı, yemeğe kalmadan alelacele çıkmışlardı. 10 gün kadar önce telefonla görüşüp ziyaretine gitmiştim ama bir toplantısı nedeniyle görüşememiştik. Nasıl olsa sonra giderim diyerek ayrılmıştım makamından. Daha öncesinde birlikte ekmek de yemiştik su da içmiştik.
Tekrarı kısmet değilmiş.
***
Başta ailesi, sonra bizler ve tüm sevenleri için yeri doldurulamaz bir boşluk, kapanmayacak bir yara Cemal Bey’in kaybı. Bilhassa eşine ve çocuklarına sabır dilemekten başka bir şey gelmiyor elden.
Işıklar içinde yatasın!