SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Bülent Korkmaz

'Vay Yalan Evin Yıkıla!.'

'Vay Yalan Evin Yıkıla!.'
A- A+ PAYLAŞ

Bülent KORKMAZ

deybayah@gmail.com

Arkadaşım, malatyahaber.com sitesinin ileri gelenlerinden sevgili Niyazi Doğan, öyle her gün değil de, 5-6 ayda bir elektronik posta atar. Her gördüğü, her okuduğunu paylaşan bir sanal alem sakini olmadığından iletilerini dikkate almak gerekir. Bir görüntü, yazı, fotoğraf vs. göndermişse ardından mutlaka başka şeylere ulaşabilirsiniz.

Niyazi, geçen hafta aşağıdaki linki yollamıştı:

http://www.youtube.com/watch?v=fULL1x8Fce4&feature=youtu.be

Link, 1995-1996 sezonu Galatasaray forması giymiş Galli oyuncu Dean Nicholas Saunders’ın BT Sport adlı bir spor kanalında yaptığı açıklamaları içeriyor. Her ne kadar bu video yeni yüklenmişse de (24 Ocak 2014) mesele “eski” bir mesele. Saunders, Malatya’da takım arkadaşı Bülent Korkmaz (Ben değilim ha, Galatasaray kaptanı olan)’ın kendisine keçi kanı içirmeye çalıştığını ileri sürmüş, Bülent’in bunun doğru olmadığını belirten karşı açıklamasıyla mevzu kapanıp gitmişti. Ancak, Saunders’ın açıklamaları Malatya’yı da ilgilendiren nitelikte olduğundan, ve bu bölüm medyaya bugüne kadar yansımadığından, bizim açımızdan “yeni” bir mesele olarak duruyor.

Zahmet edip bu videoyu siz pek kıymetli malatyahaber.com okuyucuları için inceledim. Saunders, Galler aksanıyla, gırgır-şamatası-geyiği bol şekilde, biraz abartarak-biraz karıştırarak, karşısında oturan sunucu ve diğer konuklara Malatya’da yaşadıklarını anlatıyor.

Malatyaspor’un 1995-96 sezon açılışına Galatasaray davet edilmiş, törenin ardından iki takım özel maç yapmıştı. 27 Temmuz 1995 tarihinde oynanan karşılaşma, Saunders (penaltıdan) ve Suphi’nin golleriyle 1-1 sonuçlanmıştı. Bu maça ilişkin haberlerin yer aldığı Görüş Gazetesi arşivini ekliyoruz. (1) 

Saunders, bu maçın Galatasaray formasıyla ilk maçı olduğunu söylüyor.

Hemen belirtmekte yarar var: Bir dilden diğer dile çevrilemeyecek bir şey varsa o da mizahtır. Mizah, tamamen onu üreten halka aittir; çeviri neredeyse olanaksızdır. Onu layıkıyla anlamak için o toplumun bir bireyi olmak ve onun içinde yaşamak gerekir. Bu sebeple, örnek olsun, rahmetli Kemal Sunal’ın filmlerindeki espriler sadece bize komiktir.(2)

***

Saunders, İstanbul’a geldiğinde havaalanında on bin kişi tarafından nasıl karşılandığını, omuzlara alındığını, o karmaşada 8 aylık hamile eşini nasıl kaybettiğini, henüz imza atmadığı halde, Ali Sami Yen Stadında eline bayrak tutuşturulup binlerce taraftarı selamlamasının sağlanıp “gaza getirildiğini”, ardından ağzında purosu ve tavırlarıyla “Baba” görünümlü başkanın (Alp Yalman) “imza atmazsan büyük problem olur” demesiyle transferinin nasıl gerçekleştiğini anlatıyor.

Saunders, sunucunun meşhur “keçi kanı” meselesine değinmesi üzerine “İlk maç için Malatya’ya uçtuk. Burada ihtiyacınız olan her türlü kuru kayısıyı bulabilirsiniz. Kahvaltıda bile kuru kayısı yeniliyor. Askerlerle çevrili bir havaalanına indik. Gorbaçov’un Bush’u çiçeklerle karşılaması gibi bir karşılama töreni. Önce Başkan uçaktan iniyor. Otobüs hayatımda gördüğüm en kötü şehirden geçiyor. Her yer toz” diye konuşmasını sürdürüyor.

Malum, Erhaç Havaalanı askeri bir havaalanı ve çevrede askerlerin bulunması doğal. Saunders’ın bunu bilmesi beklenemez. Ayrıca Malatya şehir merkezi ile Erhaç havaalanı arasındaki yaklaşık 30 kilometrelik “boşluk” şehre ilk gelen birisinde “biz nereye geldik” duygusu uyandırabiliyor. Türk futboluna büyük katkılar sağlamış, 80li yılların bildik ismi müteveffa Jupp Derwall de, Türkiye anılarını anlattığı kitabında, “Erhaç ile Malatya arasındaki boşluğun, deplasmana gelen takımı daha baştan ürküttüğünü” ifade etmişti.

Saunders, her ne kadar konuşmasının bu bölümünde Malatya ile ilgili olumsuz ifade kullanıyor gözükse de konuşmasının sonunda, keçi kanı bölümü hariç, Malatya’nın muhteşem olduğunu söylüyor.

Saunders “her taraf sarı-kırmızı şeritlerle donatılmıştı. Sanki bir karnavaldaydınız. İki katlı bir otobüste gidiyoruz. Aniden otobüs durdu. Bir adam keçiyle yürüyordu. Normal beyaz renkli bir keçi (kendi ülkesindeki yaygın keçi rengine göre söylüyor olsa gerek) değildi. Kızılımsı, uzun başlı keçiydi. Sanki köpek gibiydi. Adam keçiyle yolun ortasına geldi. Brad Friedel (o dönemki Galatasaray kalecisi) de yanımda. Ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Adam, aniden keçiyi bacağının arasına aldı ve uzun bir bıçak çıkarıp hayvanı kesti. Her yere kan fışkırmıştı. İkimiz de (Friedel) şaşkına dönmüştük. Olanlara inanamamıştım” diye devam ediyor.

Muhtemelen ilk defa bir hayvan kurbanına tanıklık eden Saunders, el-kol hareketleri, jest ve mimikleriyle stüdyodakileri güldürerek konuşmasına devam ediyor. “Sonra maça geldik. İstiklal Marşı için sıraya dizilmiştik. Bir baktım, sahaya başka bir keçi geliyor. Başka bir adam bunu kesti, bıçağı cebine koydu, sonra boynuna bir kap tutup kanı doldurdu ve tüm oyunculara içirmesi için kaptan Bülent’e verdi. Tamam dedim, ben ertesi gün yokum” diyen Saunders’ın (içiyor gibi yapıp içmediğini de söylüyor) takım arkadaşları tarafından dalgaya düşürüldüğü veya işleri karıştırdığı kesin gibi.

Çünkü hepimiz biliyoruz ki keçi kanı milli bir içeceğimiz değildir. En fazla kurbanın kanı futbolcuların alnına sürülmüştür; o kadar!

Saunders, aynı maçta taktik gereği kanat değiştirip sağa geldiğini, bir pozisyonda takılıp düşünce de keçinin kesildiği yerde kan bulunan gölcüğe, sonra da keçinin üzerine düştüğünü, kanın sırtına ve boynuna geldiğini söyleyerek, yaşadığı “kabusu” sonlandırıyor. Programın sonuna doğru bu kanı bol röportajdan dolayı vejetaryenlerden özür dileniyor.

FOTOĞRAFLAR: Galatasaray'ın eski futbolcusu Saunders'in katıldığı TV programından.. Saunders'in bahsettiği maç öncesi G.Saray Başkanı Alp Yalman ile Belediye ve Malatyaspor Başkanı Münir Erkal, sunucu merhum Fevzi Yener.. O maçla ilgili Görüş Gazetesi arşiv kupürleri..

___________________

(1)Görüş gazetesinin dijital arşivine erişmemi sağlayan tarihçi Sayın Yahya Karakaya’ya teşekkür ediyorum. 

(2)Saunders’ın söylediklerinin yanı sıra “ne demeye çalıştığını” da anlamama katkı sağlayan, İngiltere’de çalışmış, halen ailesiyle Avustralya’da yaşayan Yeni Zelandalı kardeşim Emma Donald’a teşekkür ederim.

(3)1995 yılındaki sezon açılışında, dönemin belediye ve Malatyaspor Başkanı Münir Erkal (sağda), Galatasaray başkanı Alp Yalman (ortada) görülüyor. Soldaki yıllarca sezon açılışları ve birçok etkinlikte sunuculuk yapmış merhum Fevzi Yener Ağabey. Bu fotoğraf için “Malatyaspor sevdalısı” İrfan Yazgan’a teşekkür ederim.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

1 yorum yapılmış

  • Mesut (4 yıl önce)
    Harika bir yazı, elinize sağlık. Bu anılar yazılmasa kaybolup gidecek.
    0
    0
    Yanıtla

Bülent Korkmaz yazıları